Monday, January 07, 2008

Günümüz ve yakın gelecek üzerine ileri derecede spekülatif düşünceler

Önce ucuz petrol dönemi bitti, sonrada ucuz gıda. Bir yıldır petrol ve gıda fiyatları (buğday, mısır, süt, ekmek et yumurta…) hızla artıyor. Su kaynakları da gittikçe azalıyor. İçecek su gittikçe değeri artan bir meta oldu…

Bunlar sıradan metalar değil. Bunlar stratejik öneme sahip, ülkelerin siyasi istikrarı güvenliği söz konusu olduğunda belirleyici etkiye sahip metalar. Bu metaları gerektiği miktarda tedarik edemeyen ülkelerin ulusal güvenlikleri, egemen sınıflarının siyasi gelecekleri tehlikeye girecek demektir. Öyleyse, güvenliği ve siyasi geleceği tehlikede olanların bu metaların tedarikini salt ideoloji öyle diyor diye “gizli elin düzenleme kapasitesine” diğer bir değişle piyasaya bırakması beklenemez.

Dahası, dünya ekonomisi bir resesyona giriyor, ama aynı zamanda bu piyasalarda bir enflasyonist baskı söz konusu. Üstüne üstlük, mali piyasalarda yaşanmakta olan banka/kredi krizini hafifletmek için Merkez Bankaları, “yaratıcı yıkımı” (piyasaların kendi kendini temizleme işlemlerinin sonuçlarına katlanmayı) göze alamayıp, küresel çapta likidite artırımına, faiz indirimine gidiyorlar. Demek ki enflasyonist baskılar daha da artacak. Sonuç stagflasyon, dahası likidite arıtırımı sonuç almadığına göre belki de “likidite kapanı”… Mali kriz söz konusu olduğunda da siyasi ve stratejik nedenler, diğer bir değişle gerçekçilik, çözümün serbest piyasaya bırakılmasının önündeki en büyük engel. Ulusal egemenliğine, siyasi iktidarına önem veren hiç bir egemen sınıf, ülkesinin büyük bankalarının batmasın izin vermez. Bu nedenle mali piyasalara müdahale giderek daha çok gündeme geliyor, gelmeye de devam edecek…

1980’lerden bu yana, dünya halklarına satılan küreselleşme fantezisi bitti. Şimdi bir başka faza geçmenin yolları, yeni bir kriz yönetme modeli aranıyor. Ama gördüğümüz gibi yok! Kriz derinleşiyor, salt, gıda, enerji, su paylaşımı değil sorun. Yakında mali ve meta piyasalarının paylaşımı da büyük önem kazanacak. İlk işaretlerini hızla yayılan ikili ticaret anlaşmalarında görüyoruz. Ama bu yalnızca başlangıç.

Mali (kredi köpüğü) söner, mali dalga geri çekilirken, bu köpüğe neden olan kapasite fazlası (aşırı üretim krizi) sorunu yeniden görünür olmaya başlıyor. Siz sorun “bir avuç spekülatörün ihtirasından kaynaklandı” fantezisini boş verin. Bu mali köpük, kurulu kapasitenin ürettiği malları karşılayacak talebin yaratılması için genişletilen kredi hacmi üzerinde oluştu. Sermayenin üretken faaliyet alanında kar oranları geriledikçe, sermaye, birikime devam edebilmek için, bu kez birikmiş artı değer stokların ulaşmak üzere mali alana kaymaya, buna uygun yeni biçimler geliştirmeye başladı. Şimdi o kadar suçlanan yeni enstrümanlar işte bu yeni biçimlere ilişkin…

Fazla kapasite sorunu, içinde çok önemli bir siyasi sorun taşıyor. Bu fazla kapasite yükünden kurtulmanın iki yolu var, ya devalüe edilecek, yani yıkılacak, yok olacak. Bu işsizlik yoksulluk siyasi gerginlik hatta belki de siyasi kriz demek. Ya da, başka piyasalara dalınacak, oralar denetim altına alınacak, diğer sermaye gruplarına kapatılacak, böylece söz konusu ülkede/bölgede oluşan fazla kapasite baskısı azaltılmaya çalışılacak. O zaman diğer ülkeler ya bu sonuçlara katlanacaklar (örneğin Türkiye gibi ), yada Almanya Fransa, Japonya Rusya, Çin gibi, tepki gösterecek kendilerini korumaya, benzer taktiklerle yabancı piyasalara dalmaya, dikmeye çalışılan engelleri aşmaya çalışacaklar. Merkantilizm yeniden geri geldiğine ilişkin yakınmalar boşuna değil.

Bu eğilime uluslararasi döviz dengelerinde yaşanacak gerginlikleri de eklemek gerekir. Döviz oranları kapasite fazlası sorunun, bir yıkıma gerek kalmadan, ihraç etmeye yardımcı olan etkenlerden biri. Kendi sanayi yapısını, ekonomisi üzerinde hükümranlığını, ve ülkesindeki kapasite fazlasını koruma ayrıcalığını korumaya devam etmek isteyen ülkeler, paralarının diğer dövizler karşısında aşırı değerlenmesini istemezler hatta, gerektiğinde kontrollü olarak devalüe ederek rekabet güçlerini destekleyebilmeyi isterler.

Daha şimdiden bu gerginlikleri, ABD dolarındaki hızlı gerileme, Avro bloğundan gelen yakınmalar, Asya ekonomilerinin dövizlerinin değerini düşük tutmakta ısrar etmeleri, ABD sanayi sermayesinde ve emekçi kesimlerinde yükselmeye başlayan korumacılık eğilimler, giderek daha çok sözü edilen ekonomik ulusalcılık, vb bağlamında yaşamaya başladık bile

Şimdi, dünya ekonomisi hızla daralmaya, mali köpük patlamaya başlarken, sermaye için de kaçak yerler hızla daralıyor. Sermaye, hem kendisi siyasi güç biriktirmenin aracı hem de siyasi güç sermaye biriktirmenin. Siyasi güç sahibi olanlar, şimdi bunu giderek daha çok kullanarak ekonomik açıklarını kapatmaya çalışacaklar: Emperyalizm ve dahası neo-klasik-sömürgecilik, gittikçe daha sık baş vurulan bir yöntem olacak.

No comments: